Kağşamak ne demek TDK?
Eskimiş ol, parçalan. Bağlantısı kopmuş her şeyle oyna. Örnek: “Merdivenler buruşmuştu, inledim.” Yaşlan. Kilo ver.
Kağşamak hangi dilde?
Kağşamak kelimesinin kökeni Türkçe’dir.
Kamutay ne demek TDK?
i. (kongre kelimesine benzetilerek “kamu” kelimesinden türetilmiştir) Büyük Millet Meclisi [Kelime, Öz Türkçe Hareketi’nin ilk yıllarında Türk Dil Kurumu tarafından önerilmiş ve sözlüklere girmiş olmakla birlikte, kullanımı çok kısa bir süre kalmıştır].
Keşşik ne demek?
Kesik TDK sözlüğünün anlamı şu şekildedir: isim, günlük dil, sıra, saat.
Yavşamak ne demek TDK?
sinirlenmek Bazen çılgına dönmek anlamında da kullanılır. Kendini kaptırmak, orospu olmak, kötü şımartılmak anlamına gelen bir kelimedir. Ancak, burada söz konusu olan iğrençliğin bitli bebeklerle hiçbir ilgisi yoktur.
Karşama ne demek?
Selamlaşma, erkek ve kadınlar tarafından oynanan bir halk dansıdır. Ege Bölgesi, Karadeniz, Güney Marmara, Orta Batı Anadolu, Konya yöresi, Mersin ve Doğu Anadolu’da oynanır. Düğünlerde yan yana oynanan oyunların klişeleşmesi sonucu ortaya çıkmıştır.
Dünyanın en uzun kelimesi hangi dilde?
Dünyanın en uzun kelimesi bir Türkçe kelimedir. Sanki bizi başarılı kılamayanlardanmışsın gibi. Toplam 70 harften oluşan kelime, başarı anlamına gelen success kelimesine birçok ek eklenerek oluşturulmuştur.
Eski Türkçe hangi dilde?
Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem iki alt dönemde incelenir: Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi. VIII., kesin tarihlerle tarihlendirilebilen Orhun Türkçesinin ilk belgesi. 19. yüzyılın ortalarındaki Orhun yazıtlarından Uygur Türkçesinin 13. yüzyılda tarihten kaybolduğu açıktır. Bir yüzyıla kadar sürer.
Cunta hangi dilde?
Latince “katılmak” anlamına gelen jungere kelimesinden türetilen ve İspanyolcada orijinali junta (hunta olarak telaffuz edilir) olan terim, bu dilden Türkçe de dahil olmak üzere diğer dillere de girmiştir.
Bağnaz hangi dilde?
Aktaş, “Türkçede Almanca Kökenli Kelimeler” başlıklı çalışmasında, bağnaz sözcüğünün, Kubbealtı Vakfı’nın yayımladığı Misalli Büyük Türkçe Sözlüğü’ne dayanarak Almanca Banause kelimesinden alındığını belirtmektedir (2007: 2).
Kumul ne demek TDK?
Dune kelimesi çok fazla kum anlamına gelir. Kumul’un bir zamanlar bir kum şehri olduğu ve 19. yüzyılın sonuna kadar Kumul’un etrafında çok fazla kum olduğu söylenir.
Züppe ne demek TDK?
TDK’ya göre Arapça kökenli olan dandik kelimesi; giyiminde, sözünde, dilinde ve düşüncesinde toplum tarafından gülünç ve çelişkili kabul edilen gösteriş ve aşırılıklara başvuran kişi anlamına gelmektedir.
Keşik moğol ne demek?
Cengiz Han’ın muhafız birliği “Keşik” olarak adlandırılıyordu. Başlangıçta 1000 kişiden oluşan bu birlik, Cengiz Han’ın yakın arkadaşlarından oluşan özel bir muhafız birliğiydi. Bu durum isimlerine de yansımıştı. Turha’ut (gündüz bekçileri), Kebte’ut (gece bekçileri) ve okluk taşıyıcıları olarak biliniyorlardı.
Keşhane ne demek?
Büyük konaklar ve gösterişli binalar için kullanılan bir kelime. Sokakta bu özelliğe sahip çok sayıda bina olduğu için bunlara eskiden “Kaşâneler” (kaşâneler) denirdi. Zamanla konaklar yavaş yavaş yıkılıp yerine konutlar yapıldı; orada yaşayanlar, orada yaşamış olanlar ve “kaşâneler” kelimesinin anlamını bilenler burayı terk edilmişlik diyarı olarak da adlandırdılar.
Keşaf ne demek?
Keşşaf TDK sözlüğündeki anlamı ise şöyledir: İsim, eski. Bilinmeyen ve çok önemli bir şeyi keşfetmek.
Kıkırdamak ne demek TDK?
Cluck: soğuktan kaskatı kesilmiş, çok güçsüz (DS. Kıkırdama: ölmek, soğuktan donmak). gılbaş: başı açık, başı örtmeden. Gilele: fırtına, hortum. Açıklama: düzenbaz, aldatıcı. Kemer: Erkeklere ait birkaç düğmeli yarım kollu yelek.
Kâkül ne demek TDK?
Tahıl vb. Ürünlerin korunduğu, saklandığı veya depolandığı, genellikle silindirik biçimdeki depo; dik
Nacak ne demek TDK?
Nacak kelimesinin etimolojisine baktığımızda, Mehmet Doğan’ın Büyük Türkçe Lügatinde; kısa saplı, geniş ağızlı ağaç balta olarak geçtiği görülmektedir (Doğan, 2011:271).
Emcik ne demek TDK?
TDK Tarama Sözlüğü’ndeki maddelere bir göz atalım. emcek (emmek, emcik, emçek) “meme”, emeğen “iyi emen, çok emen kimse”, emerce (em) “sütten kesilmemiş, meme emebilecek yaşa gelmiş kimse”, emikdaş, emükdaş, emikdeş “süt kardeşi”, emeşmek “emmek”, saug “bebekler annelerini emzirsin diye emmek”, emlik “süt emmek…”